26 Haziran 2013 Çarşamba

KARMAKARIŞIK BİR YAYIN

En Üst Not: Bu gün "yayınla" düğmesine basmaya karar verdim. Karmakarışık bir yayın. Düzeltmeme imkan yok. Ülkem düzelme konusunda karar verip ayağa kalktı, varsın bu yazı da dağınık kalsın.

Üst Not: Bu yazıyı Nisan ayının ilk haftası yazmaya başladım. Zaman zaman gelip bir şeyler yazıp bırakıyorum. Yayınlar mıyım, ne zaman yayınlarım bilmiyorum. (21.06.2013)


**********************

15 Nisan 2013
9 aydır sizlerden bir şey gizliyorum :) Açıklamaya başlamak için iyi bir gün, zira bu gün benim doğum günüm :)
Çok önemli bir şey. Off nereden başlasam bilmiyorum. Haberiniz olsun, uzun bir yazı olacak galiba. Zira heyecanım, kulaklarımdan fışkırıyor :)))
9 ay... Hamilelik süresi. Ve yine neredeyse aynı heyecan, aynı bekleyiş. Sonunda da bir tür bebek :))

"From Polymer To Art" isimli bir dergi. Kökeni Hollanda. Üstelik gerçek bir dergi. Sanal değil. Bildiğimiz kağıt. Elimize alıp, kokusunu hissedebildiğimiz, sayfalarını çevirebildiğimiz, kütüphanemize koyabildiğimiz türden.
Yıllarca saklayabileceğimiz, yanından her geçişte sevgiyle dokunabileceğimiz, okşayabileceğimiz türden...
Şimdi, "bir insan neden gidip gelip, bir dergiyi okşar ki?" diyeceksiniz.

Dijital yayınları da geçen yıl başlayan dergi, henüz Türkiye'de satılmıyor. Ama dünyayı küçülten internet sayesinde, uzun zamandır varlığını biliyorum. Konusunda önemli bir dergi. Polimer kil konusunda çalışan sanatçıları ve çalışmalarını tanıtan bir konsepti var.

Saskia Veltenaar - Marjon Donker
Ağustos 2012 de bir mail aldım. Marjon Donker ve Saskia Veltenaar isimli iki hanımdan. Ve evet, Marjon ve Saskia, "From Polymer To Art" (facebook sayfası burada) dergisinin sahibeleri olan hanımlar. Beni çok mutlu eden iltifatlarla birlikte, belirledikleri temaya uygun, yapım aşamaları ile resimlenmiş bir çalışmamı, dergilerinde yayınlamak istediklerini yazmışlar.

Elbette çok sevindim ama, bir o kadar da üzüldüm. Çünkü o tarihlerde ev taşıma telâşında idim. Bütün killerim bir kutunun içinde idi. Yeni bir çalışma yapmak mümkün değildi. Özür diledim.

Araya çok çeşitli konularla dolu, yoğun bir dönem girdi ve utançla söylüyorum ki, unuttum :(

2013 Ocak ayında gelen yeni mail ile bu utancım katlandı, katlandı, kocaman oldu. Büyük bir nezaketle, "yeni evinize yerleştiniz mi?" diye hatır sorarak, mayıs ayı sayısının yayın hazırlığı için tarihin yaklaştığını hatırlatmışlar. Bununla da kalmayıp, blogumu gezmiş, "SU" temasına uygun bir çalışmamı tespit etmişler. Hani biraz sulu göz olsam, oturup hüngür hüngür ağlardım, o derece duygulandım.

Gerçekten de, en sevdiğim çalışmalarımdan birini seçmişler. Biraz da kendimden bahsetmemi istemişler. En zor kısmı bu idi. Mahcubiyetten yanaklarım yana yana bir kaç cümle yazabildim ancak.

Şubat ayından beri heyecan içinde, mayısın gelmesini bekliyorum. Beklemek ne demek, adeta doğum sancısı çekiyorum.

Bu gün bu kadar. Bundan sonra gelişmeler oldukça buraya notlar halinde yazacağım. Çünki heyecandan toparlayıp da yazmakta zorlanıyorum.

*****************

30 Mayıs 2013
Inınıııııııın :)
Ekinde bu rozet olan bir mail geldi. Dergi basılmış :)  Yani en azından basıldığını öğrenmiş oldum. (http://www.frompolymertoart.com/c2111715/nr-2-2013-water/)












Yani bebek doğdu. Şimdi kucağıma almak için gün sayıyorum. Çünki çok hoş bir jestle, bana derginin bu sayısından bir tane göndereceklerini söylediler.

*************

12 Haziran 2013
Bu yazıya düştüğüm son nottan beri büyük üzüntüler yaşadık ve umutlar yeşerttik. Heyecan ve sevinçle beklediğim bu kişisel konu önemini kaybetti. Başka ve önemli toplumsal heyecanlar çiçek açtı. Çok önemli günler yaşıyoruz. Bu gün itibarîyle, yarın ne olacak bilmiyorum. Umutsuz değilim. Tarih kitaplarına geçecek olan bu dönemi yaşadığım ve kendimce elimden geldiğince katkıda bulunduğum için mutluyum. Yeni anlayışlar, fark edişler doğduğu için mutluyum. Gençler mi birden büyüdü, bizler mi gençleştik bilmiyorum ama kuşak farkı denen şey, en azından bazılarımız için ortadan kalmış gibi.

*******************

Aynı fikirde olmadığım kişilerden bazı mesajlar aldım, isterdim ki benim açıkça blogumda "muhatabına" yazdığım mektup için yaptıkları yorumları o yazının altına yazsınlar, açık olsunlar. Nedense bunu yapamadılar, özel mail atmayı tercih ettiler. O mailleri ilgili yazının altına yapıştırabilirdim, ama tercihlerine saygı gösterdim, dışarıya açmadım. Ümit ediyorum ki bunun manasını kavrasınlar, "saygı göstermenin", birbirimize kırılmadan dostça yaşamanın ilk şartı olduğunu fark etsinler.
Fakat şunu da açıkça söylemek istiyorum: Tavrım, tarzım açıkça ortada.Buna anlamayacak olanlarla, ne gerçek ne de sanal dünyada ahbaplık yapmak istemiyorum.
Ne benim, ne çocuğumun yatak odasına kadar girme, kaç çocuğu ne şekilde doğuracağı talimatını verme cür'etinde bulunulmasına iznim yok.
Gözüme baka baka yalan söylenilmesine tahammülüm yok.
Kendisini padişah, halkı tebâsı sananlara müsamaham yok.
Yitip giden canlar için canı yanmayanlara söylenecek şey çok, ama benim artık onlara sözüm yok.

****************

Artık bu yayının başlangıç konusu hakkında içimden yazmak gelmiyor. Yazdıklarımı da yayınlar mıyım bilmiyorum. Dergim geldi. Nokta


16 yorum:

  1. Canım Nihal, gel bir sarılayım sana güzel arkadaşım.

    Yüreğimin her noktası ile kutlayayım.

    Bu daha başlangıç (!) umarım ve dilerim bu zarif çalışmaların katlanarak değer bulsun.

    Pek çok duygunun gel-gitlerini yaşadığım bu günlerde SU gibi iyi geldin bana:)

    Varol sevgili arkadaşım, öpüyor kucaklıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülden'ciğim, satırların da, satır araların da ne güzel. Teşekkür ederim.

      Sil
  2. Nihal hanımcığım küçükler büyümüşlerdi de söylemek için uygun yer ve zemin arıyorlardı. O da oluverdi ansızın o kadar ani oldu ki pek çok ilgili yetkili o şokla ne yapacaklarını ne yapmaları gerektiğini bilemeden hareket etti...

    Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak umarım daha iyi olacak.
    Dergi için de kutlarım kutlarım !!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nilgün Hanımcığım, aslında o şok iyi oldu değil mi? İç yüzlerini daha çok açık ettiler. Ve evet artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak, olmamalı.

      Sil
  3. Çok Başarılı Çalışmalar Tebrikler

    YanıtlaSil
  4. ne yazayım bu posta yorum olarak bilemedim.umutluyum diyorsun ya umut verdin.10 kez yazıp sildim.cümlelerin üzerine yazacak bişey kalmamış ki!İNŞALLAH diyorum nihal hanımcım.
    dergi ile ilgili haberlere çok sevindim,gurur duydum.bravo.çok çok daha iyisini hak ediyorsun.tebrik ediyorum arkadaşım.
    selam ve sevgiler..

    YanıtlaSil
  5. Nihal ablacığım sen müthiş bir insansın, bunu son samanlarda çok daha iyi anladım. Son zamanlarda insanların ne kadar cahil olduklarının, ne kadar cahil bırakıldıklarının farkına vardım. Cahilliğin yanı sıra vicdansızlığın, satılmışlığın bu kadarı benim aklımın , yüreğimin almadığı bir şey. Dergi haberine çok sevindim, çok gurur duydum seninle ellerine, yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estafurullah Sevda'cığım.
      Kendileri gayet farkında cehaletin onlardan yana çalıştığının. Baksana, bakan çıkıp "eğitim seviyesi arttıkça bize güven azalıyor" diyor. Bunun için tedbir almaları gerekiyor ve eğitimi yerlerde sürüyorlar. 3-5 çocuk istemelerinin sebebi de bu.

      Sil
  6. Bu ödül az bile senin güzelliklerine Nihalim, muhteşem senin çalışmaların, inan bana hayranım yaptıklarına... gönlü güzel, kendi güzel, elinden çıkanlar güzel arkadaşım benim, seni çoook seviyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İçim katılmış meğer, bilsen yazdıkların ne kadar iyi geldi. Ruhumu yumuşattın. Öpüyorum seni Banu'cuğum.

      Sil
  7. nihal ablacım merhabalar. valla şahsen ben sulugözüm.Çok da çabuk duygulanırım.Zaten moralim de bozuktu.Ne yalan söyliyim ben oturdum ağladım,azcık ama,çok değil. birincisi dünyanın bir ucundan insanların seni bulup,emeğini takdir edip böyle saygın bir yayında yer vermek istemesi çok ama çok gurur verici birşey.Senin ve polimer kille uğraşan herkesin yaptıkları o kadar muazzam çalışmalar ki bence bundan kat be kat fazlasını hakediyorsunuz. Sanki benim başıma gelmiş gibi duygulandım,gururlandım,işte bir sürü şey daha:) Ellerine emeğine gözüne vaktine her şeyine sağlık.İkincisi bana yorum yazmıştın bir süre önce ama senin de farkettiğin gibi blogum ve ben eski performansımızı gösteremiyoruz artık. Daha farklı daha büyük bir amaç peşinde koşmaya çalışıyorum bir yıldır ama sanırım sonu hüsran olacak.Çok yıprandım ve neden nasıl bilemiyorum karşılığını da alamadım. Atölye Miskin olarak yaptığım ürünler pek çok kişinin evine girmeyi başardı ama Meroni Baby olarak myaptıklarımız bence çok da güzel olmalarına rağmen aynı performansı gösteremedi. Miskin kıvamında bir blog hazırlamadım onun için belki ondandır:)
    Üçüncüsü ülkemizi kasıp kavuran bütün bu kargaşada çoğu zaman hırsımdan ve hıncımdan ve çaresizliğimden ve umutsuzluğumdan çok kere ağladım.Hala da olan biteni gördükçe pes artık diyerek evde kendi başıma çığlıklar atıyorum.Ne yazık ki insanoğlunun basiretinin bağlandığı ve göz göre göre yanlış olanı yaptığı zamanlardan birine tanık oluyoruz. Güvenebileceğimiz hiçbir otoritenin kalmadığı bir döneme,çok acıklı bir döneme. Keser döner sap döner gün gelir hesap döner özlü sözümüzün ve "allah sabredenlerin yanındadır" ayetimizin arkasına sığınarak derin nefesler almaya ve bütün olup bitenlerin bizi hayırlı sonuçlara ulaştırması için dua etmeye devam etmekten başka bir yol bulamıyorum.
    işin ironik yanı ben de hayatımda aynı bu mantıkta bir insanla uğraşıyorum bir yıldır. Bu kadarına da pes dedirtecek her eşyi yapıp beni sabrımın sonuna getiriyor.Blogdan,sizlerden,hatta hayattan bu kadar kopmamın nedeni biraz da bu nutkumun tutulması durumu. Bizler kendimiz gibi olmayan insanlarla başa çıkmakta zorlanabiliyoruz işte,amazon ruhu yok içimizde. Hem kendi küçük dünyamda hem de dışarıdaki büyük dünyamda bu kadar haksızlık varken gözyaşları da gözümün ucunda hazır bekliyor. Seninki gibi iyi haberlerde de dökülüveriyor. Tekrar tebrik ediyorum. Sevgilerimle. Aslı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslı'cığım, yorumunu defalarca okudum. Hemen cevap yazamadım, kafamın sakin bir anında yazayım istedim, sonra da ani kararla bir küçük tatile kaçtık, bu güne geldik.
      Mutlulukları paylaşmak güzel ama mutlulukla bile olsa seni ağlatmasını istemezdim doğrusu. Ve keşke bu yayını mutlu günlerimizde yapabilseydim. Ama aslında gözü kapatıp mutluyum demek yerine, bakıp-görüp, yanlış giden şeyleri acı çekerek de olsa düzeltmek gerekiyor. Bunun için de güçlü olmak zorundayız. Yoksa kendimizi aldatmış oluruz. Hayatta pes etmek lüksü yok ki. Bir yolu olmalı mutlaka. Sükûnetle o yolları bulmak lazım. Sevgiler.

      Sil
  8. Nihal Hanım,
    Sizin hep alçakgönüllülükle ve kibarca kabul etmediğiniz polimer kil sanatçısı olmanız ve yaptıklarınızın birer sanat eseri olması yorumlarımızın en güzel kanıtı bu olmuş işte. Gerçekten çok sevindim bu habere. Tebrik ederim...
    Saygılarımla...

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz. Bir merhaba demeden gitmezsiniz değil mi?