Çok boşladım buraları çoook. Hele polimer killerimi.
Bir ara kutularından çıkarttım, karmakarışık olmuşlar, Fimo, Cernit, Sculpey hepsi karışmış, her kutuda her renk tıkışmış. Bir güzel tasnif ettim. Heves var da vakit yok ne yapayım.
Aylar önce yapıp da, kiminin boncuklarını yapmayı unuttuğum için, kimini resinlemediğim için beklettiğim beklettiğim bir sürü yarım parçayı da ortaya gözümün önüne koydum. Bkz: Aşağıdaki resimlerden birinin bir köşesi :)))
Bu yayında konu bol, dağılmadan gitmek lazım.
Önce son yaptığım dekupaj:
Dün işim müsaitti, biraz da keyifsizdim, evden hiç çıkmadım. Ruhuma ve bedenime pek iyi geldi.
Epeydir niyetlendiğim bir iş vardı. Dolap içinde yeri olan, ama her seferinde sehpa üzerindeki çanakların içinde kendilerine yer edinen ve de vazgeçilemez eşyamsılar vardır ya, bilumum elektroniklerin şarj aletleri, yakın gözlükleri vs., işte o salkım saçak şeyler beni sinir eder. Madem her daim ortada olmak zorundalar, o zaman biraz kamufle edeyim bari diyordum. Eski bir (hasır çanta mı desem, kutu mu desem) şey vardı. Ona dekupaj yaptım.
Epeyce de büyük, yüzeyi A4 kağıt ebadında. Derinliği de iyi. Yani bütün ıvır zıvırı toparlar.
Aslında, kenarlarına da bir şeyler yapsam mı? Sakın "evet yap" filan demeyin. Yeter sıkıldım.
Önce boyamaya niyetlendim sonra vazgeçtim. Bu resimlerin sebebi bir tecrübe paylaşmak. Akrilik boya ile su bazlı boyalar pek güzel karışabiliyor. Daha önce denemek neden aklıma gelmedi acaba.
Evden çıkmamak ve bu işi yapmak konusundaki kararlılığım aynı güne denk gelince, deseni evdeki yazıcıdan çıkartmaktan başka çare kalmadı.
Eh o da haliyle biraz soluk oldu. Renkleri boya ile biraz canlandırdım. Aslında yeniden boyadım gibi :)
Zaten kabartmaların kenarları daima rötuş istiyor.
Kullandığım desen bu.
Yasemin Hanım sağolsun, sayesinde bir ömür kullansam bitiremeyeceğim bir arşivim oldu. Bütün resimler gibi bu resim de üzerine tıklarsanız kocaman olur.
Gelelim yeni malzemelerime. 1 aya yakın süredir bunlardan bahsetmek istiyordum, resimleri bile hazır bekliyorlardı.
Sevgili Ayşım Önol'u tanımayan, atölyesi Lady Craft'ı ziyaret etmeyen varsa, çok şey kaçırmış demektir. Randevusuz filan pat diye gitmenin mahcubiyeti üzerimdeyken, nasıl bir misafirperverlik ve sıcaklıkla karşılandığımı anlatamam. Çalışmaların güzelliği, malzeme çeşidinin bolluğu başımı döndürdü. Blogu
burada, mağaza-atölye de
burada
Önerdiği hamur ve dekupaj tutkalı harika. Ama asıl size Diamond Glaze'den bahsetmeliyim. MÜKEMMEL. İşte bu kadar. İster resin yerine kullanın, ister yapıştırıcı, ister vernik, isterseniz de boyut vermek için. Tamam resini seviyorum, çok ince çalışmalarımda kırılmayı önlemek için özellikle kullanmak zorundayım, ama bazen sadece vernik niyetine kullandığım durumlarda bana çok zorluk çıkartıyor. Hele boncukları resinle kaplamak en sevmediğim iş. Kuruması için çok uzun süre beklemek zorunda olmak da cabası. Diğer verniklerin, dokunduğumda verdikleri hissi sevemedim. Ama Diamond Glaze ile bu zorluktan kurtuldum. Aynı resinde olduğu gibi, parlak, berrak ve dokunduğunuzda sert, tutukluk yapmayan bir yapısı var.
Üstelik kuruma - donma süresi çok kısa. Kağıt üzerine direk tatbik edilebiliyor. Bu yayındaki dekupajda, dallara onunla boyut verdim.
Bombeli döküm yapılabiliyor, ilk katta biraz çökme oluyor, üzerine birkaç kat daha uygulayabilirsiniz.
Çalkalamadan kullanmak gerekiyor. Döktükten sonra, bekleme süresinde baloncuk yapmıyor, ama dökerken olabiliyor, dikkat etmek gerekir zira iğne veya kürdanla patlatmak zor oldu, kayıp kaçıyor. Resinde olduğu gibi, çakmak alevi ile patlatabilirsiniz, bu durumda patlayan baloncukların yerine dikkatle bakın, minicik mat daireler oluştuysa hemen iğne ucu ile alın.
Bir dakika, burası bir polimer kil blogu idi değil mi? İyice yoldan çıktım ben. :)))
Hani başta söylemiştim ya, bulabildiniz mi yarım bekleyenleri. İşte bu sevgili Diamond Glaze ile boncuklarını bir güzel parlattım, tamamladım. Pazar günü müsait olursam ve de (asıl sorun) nasıl bir şekil - şemâl tasarlayarak yaptığımı hatırlayabilirsem, bitirip yayınlamak niyetindeyim. :))) Pazar gece görüşmek dileğiyle...