Şaşırma duygumu yitirmediğime sevinmeli miyim, yoksa her gün "yok, artık bundan daha fazlası olamaz" dedirten olaylara üzülmeli miyim? Sinirlerimi aldırtıp, çiçek-böcek, o lâ lâ diye dolaşmalı mıyım, yoksa tansiyonumun oynamasına, midemin bulanmasına aldırmayıp, elimden geleni yapmalı mıyım? Sorulara gerek yok aslında, sinirlerimin kemirildiğini hissetsem de, doğru bildiğimi yapmaya devam.
Ama bazan boğulmamak için, gündeme bir nefeslik molalar gerek.
Taşınma ve sergi bitti ve sonunda, yeni çalışma odamda ilk işimi yaptım.
Nasıl keyifli çalıştım anlatamam, hem çok özlemişim, hem sevgili bir arkadaşıma geciken bir hediye. Pazartesi kargoya vereceğim. Umarım O'da sever.
Konu saksıdan açılmışken, hatırlarsanız, önceki yayınlardan birinde, saksıda ayçiçeği yetiştirmeye karar verdiğimi söylemiştim. Çimlensinler diye bir kaç çekirdeği nemli pamuk arasına yerleştirmiştim.İki gün sonra baktığımda hepsinden minicik uçların çıktığını gördüm.
10 gün sonra böyle oluverdiler. Pamuğun altına kök salmış. Kökleri zedelememek için pamukla beraber gömdüm.
Ama bazan boğulmamak için, gündeme bir nefeslik molalar gerek.
Taşınma ve sergi bitti ve sonunda, yeni çalışma odamda ilk işimi yaptım.
Nasıl keyifli çalıştım anlatamam, hem çok özlemişim, hem sevgili bir arkadaşıma geciken bir hediye. Pazartesi kargoya vereceğim. Umarım O'da sever.
Konu saksıdan açılmışken, hatırlarsanız, önceki yayınlardan birinde, saksıda ayçiçeği yetiştirmeye karar verdiğimi söylemiştim. Çimlensinler diye bir kaç çekirdeği nemli pamuk arasına yerleştirmiştim.İki gün sonra baktığımda hepsinden minicik uçların çıktığını gördüm.
10 gün sonra böyle oluverdiler. Pamuğun altına kök salmış. Kökleri zedelememek için pamukla beraber gömdüm.
Bir tanesini büyükçe bir saksıya diktim. Ne kadar hızlı büyüyor :)
Gelelim Uyku'nun durumuna. Benim koca gözlü oğlum kara sevdaya düştü. Sitenin bahçesinde beslediğimiz kediler içinde bir güzele sevdalandı. Adını Tombul Nebahat koydum.
Tombul Nebahat alt kattaki balkonun altında tombullaşmaya devam ederken, bizim oğlanın durumu böyle:
Ah ah, durumu çok acıklı. Nasıl ağlıyor, içim parçalanıyor. Bu yetmezmiş gibi, sitenin delikanlıları, apartmanın kapısını açık buldukları anda soluğu bizim kapıda alıp, Uyku'ya dayılık taslayıp gözdağı veriyorlar. O arada kapının önüne de işaret bırakmayı ihmal etmiyorlar tabii. Onlar işaret bırakınca Uyku çıldırıyor, sabaha kadar avaz avaz. Küçücük bedenden o ses nasıl çıkıyor yarabbî.
Elimde vileda, nöbetteyim. Deterjan, çamaşır suyu, sirke, ne bulursam kapının dışını silmekten iflahım kesildi.
Apartman kapısına durumu anlatan bir not yazdım, kapıyı açık bırakmayın diye ricada bulundum, umarım komşular açık kapı alışkanlıklarından vaz geçerler. Zira Uyku stresten hastalanacak diye korkuyorum. Ve sanırım yolumuz kısırlaştırma ameliyatı için veterinere düşecek :(
Banu'cuğum hobi odamı görmek istiyordu. Buyrunuz. Tabii bu çalışmaya başlamadan önceki hâli. Yakında tımarhaneye çeviririm :) Nasıl resim çektiysem :))) O aydınlık köşe pencere. Önümde de güzel bir ağaç var.