AZ LAF, ÇOK İŞ

Polimer kil ağırlıklı, pek çok şeyin resimlenmiş yapım aşamalarını bulabileceğiniz bir blog olmasına çalışıyorum.
Internet kullanmasını bilene, açık bir okul. Pek çok hobim var ve ben bu konuda oradan çok yararlanıyorum.
Bu blog aslında biraz da borç ödemek için. Ben epey yol aldım, şimdi yeni başlayanlara da ben faydalı olayım istedim. Deneyimli arkadaşlar da blogumu severlerse, onlarla da fikir alış-verişinde bulunmak, kadayıfın kaymağı olacak :)

24 Haziran 2016 Cuma

ALÂEDDİN YAVAŞCA'NIN KARŞISINDA ŞARKI SÖYLEMEK...

Bu yazının konusu, hayatımın en güzel ve önemli anılarından biridir.
Şimdi yazarken bile heyecanlanıyorum. Çok değil 2-3 sene önce biri gelip de "sen Alâeddin Yavaşca'nın karşısına çıkıp, onun şarkısını seslendireceksin" dese, hıııı bu deli filan diye ufak ufak yanından uzaklaşırdım.
Benim gibi bir mutfak şarkıcısı, hocaların hocası önünde şarkı söyleyecek ha???
Hoca 90 yaşında. Kalkıp İstanbul'dan sırf bu konser için Kuşadası'na geldi. Hislerimi tarif etmem mümkün değil.
Büyük ama sahiden bir sürü büyük engel ve güçlüğü aşan Oğuz Karlı'ya ne demeli.
Oğuz Karlı Kuşadası Belediyesi Türk Sanat Müziği koromuzun hocası-şefimiz.
Nasıl sabırla çalıştırdı bizi, hem koroyu, hem solistleri, hem saz heyetini. Bu dönemi anlatmak için ayrı blog açmak lazım, o nedenle kendisine şükranlarımı sunup konuyu geçiyorum.
Konser kayıtlarımızı yapan bir başka usta amatör Muzaffer Cüneyöz bey'e de ayrıca teşekkür etmeliyim. Söylediğim şarkının klibini yapıp beni onurlandırdı. Aşağıdaki video O'nun bu güzel armağanıdır.
Of anlatacak ne çok şey var aslında...
Bu şarkı ile ilgili, acılı ve komik bir anım var.
Benin konser sololarında başıma musallat bir derdim vardı. Provalarda asla olmayan bir şey, konserde ciddi problem yaratıyordu. Şarkı söylerken ciddi ve şiddetli bir kusma refleksi. Her konserde bu yüzden çok sıkıntı çekiyordum. Bazen şarkıyı kesmek zorunda kalmak çok acı-üzüntü verici oluyordu.
Kardeşimle bu konuyu internette araştırdık. O bana ingilizce bir sayfa linki gönderdi. Mealen sayfa başlığı aynen şu: Sahnede şarkı söylerken kusma refleksi.......
Haydi buyrun. Yalnız değilmişim yani. Meğerse omurilik soğanı, performans sırasında bir sıvı salgılıyor, o da bende bu refleksi oluşturuyormuş.
Çözüm basitmiş. Beyni oradan başka tarafa yöneltmek için ani, şiddetli, farklı bir uyarana maruz kalmak gerekiyormuş. Saçınızı çekin, kendinizi çimdikleyin filan gibi. Sahnede böyle komik hallere giremeyeceğim için aklıma iğne geldi. Bir büyük çengelli iğneyi kıvırıp yüzüğümün altına gizledim, öğürtü geldikçe elime batırdım :))))) Vallahi şaka değil. Ve işe yaradı. 
Videoyu izlerseniz elime dikkat edin, habire avucumu iğneleyip durdum :))))
İcrası epey zor olan şarkının altından hocamın emekleri ve bir çengelli iğne sayesinde kalktım.
Bundan sonra iğnesiz çıkmam abi :))))













Ve o günün en güzel anlarından biri. Sevgili blogdaşım, yıllardır facebook arkadaşım olan özel bir kadınla yüzyüze tanıştım. Kalkıp biiir sürü yoldan geldi. Nasıl sevindim.
Ayaklarına sağlık Ruhsar'ım Ünsal'ım. 




4 yorum:

  1. Ne güzel bir anı olmuş sizin için. Şarkı da zormuş gerçekten. Tebrik ederim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Gerçekten çok güzel bir anı. Ama o heyecanı bir daha kaldıramam herhalde. Sesimin yarısı içime kaçmış :))))

      Sil
  2. tanıştım, büyülendim, pek çok konserde birlikte olduk, özledim,geleceğim,yakında

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz. Bir merhaba demeden gitmezsiniz değil mi?