AZ LAF, ÇOK İŞ

Polimer kil ağırlıklı, pek çok şeyin resimlenmiş yapım aşamalarını bulabileceğiniz bir blog olmasına çalışıyorum.
Internet kullanmasını bilene, açık bir okul. Pek çok hobim var ve ben bu konuda oradan çok yararlanıyorum.
Bu blog aslında biraz da borç ödemek için. Ben epey yol aldım, şimdi yeni başlayanlara da ben faydalı olayım istedim. Deneyimli arkadaşlar da blogumu severlerse, onlarla da fikir alış-verişinde bulunmak, kadayıfın kaymağı olacak :)

30 Nisan 2011 Cumartesi

BİRAZ DA ÇİZİM

Bu çizimleri 15 - 20 yıl önce yapmıştım. Bu ve daha pek çok çizimimle, el yapımı saatler üretiyordum. Çok da tutulmuştu.
Geçen yıl çok sevgili bir arkadaşım için çizimlerimi yeniledim. Bunca yıl sonra elektronik ortama geçtiler :) Gerçi scan edilince biraz renk kaybı olmuş ama yine de idare eder.







29 Nisan 2011 Cuma

ŞEKER GİBİ KIVRIMLAR

Bunlar da şeker kıvrımlar :)



MAVİ KIVRIMLAR

Hâlâ kıvırmaya devam ediyorum. :)
Deniz gibi oldular. Translucent kilden korkarım aslında. Rengi piştikten sonra değiştiği için, her zaman sonucu merakla beklerim. Bu sefer memnunum. Bu ince kıvrımlara yakıştı. Renkler de tam istediğim gibi. Bakalım beğenecek misiniz?

28 Nisan 2011 Perşembe

ÇAKMAK KILIFLARI

 Yaptığım zaman hepsini severek kullandım. Resimleri buraya eklerken farkettim ki, hepsini bir kenara atmışım. Hevesim geçmiş zâhir.
Ama bu kaplama işleri öğrenme döneminde çok yararlı oldu bana.
İlgilenenler için yapımı burada

   


ÇAKMAK KILIFI YAPIMI

Kaç gündür harıl harıl çalışıyorum. Bir sürü kolye ucu yaptım. Bir kaç tane de kolye küpe takımı yaptım. Fırınladım. Bugün de bir sürü resin döktüm. Kurusunlar da yayınlasam diye sabırsızlanıyorum.
Ayrıca galiba şahane birşey yaptım. Nedret Hanım'cığım, Çiğdem Hanımcığım, sizlere bir sürprizim olacak. :) Şu resinler kurumadan bunu söylemek ne derece doğru bilmem. Fena halde heyecanlıyım. Eğer doğru yapmışsam pek çoğumuzun işine yarar.

Eee onlar kuruyana kadar ne yapsak?

Eski yaptıklarımla idare edeceğiz :)

Buyrun; çakmak kılıfı yapımı :D





27 Nisan 2011 Çarşamba

ÇOK ÖFKELİYİM ÇOOOK

Ne kadar masum değil mi?
Değil, değil işte.
Alttaki resme bir bakın da acıyın bana.


Perdemin haline bakın, bakın ne yaptı küçük canavar.
Gece saat 10'dan sonra çıldırıyor. Mutlaka oyun istiyor. Hay hay, oynarız tabii seve seve. Top oynarız, saklambaç oynarız, kollarımız kan revan içinde kalana kadar boğuşuruz. Evet boğuşuruz el kadar bacaksızla, koca kangalmış gibi. Sırtına masaj yaparız, göbüşünü kaşırız. Patilerini ovarız..... Tâ ki, beyefendi tamam "çekilebilirsiniz köleler" diyene kadar.
Ama dün akşam oyunu biraz kısa kestik. Köleyiz möleyiz, ama bizim de arada sırada tv'de seyretmek istediğimiz bir film olabilir.... diye düşünmüştük.
Çıldırdı, koltukların altından, büfelerin üstüne fırıl fırıl döndü, atladı sıçradı derken perdelere taktı kafayı. Dur yapma etme demeye kalmadı, iki perdemi de bu hale getiriverdi. Öbür perde daha vahim halde. Sinirlerim onu da çekmeye elvermedi.
Allahım, niye bukadar çok seviyoruz bu bacaksızı. Ooooof of.

22 Nisan 2011 Cuma

ROYAL COAT HAKKINDA BİR TECRÜBE

Mod Podge'u vernik olarak da kullanıyorum, ama çok memnun değilim. Elime alınca nasıl desem.... hafif bir yapışıklık ya da tutukluk hissediyorum. Bu nedenle Cadance'ın sır verniğini kullandım, sonucu resine çok benziyor ama onun da kullanımı zor. Resin gibi ama fırçayla sürülebiliyor fakat pratik değil. O da resin gibi iki ayrı şişede, karıştırılıp kullanılıyor, fakat karıştırdıktan sonra 5 dakika içinde işi bitirmek lazım. Jelleşiveriyor.

Geçenlerde yine sevgili kucuksheyler'in blogunda Plaid'in Royal Coat'ını anlattığını gördüm. Resin gibi de kullanılıyormuş. Tek şişe, karıştırmak yok. Ah dedim tam bana göre. Hem vernik olarak kullanırım, hem de resin gibi dökerim.

Bir kağıdın üzerine yüksek kalacak şekilde damlattım.  Sonucun resmi yukarıda. Açıkta kuruyanların üzeri buruştu, toz olmasın diye üzerine kapak kapattığımda buruşma yok ama ortasında küçük bir çukurluk var.

O halde, bir kolye aparatı üzerinde küçük bir deneme yapayım dedim. resimleri aşağıda:

Aparatın içine Mod podge sürerek bir parça varak yapıştırdım. Kuruyunca varakın üzerine de biraz yapıştırıcı sürdüm, daha önce kuruttuğum küçük yeşilliği yerleştirdim. Yeşilliği öretecek kadar Royal Coat döktüm.

Üzerine kapak yerleştirdim. Bıraktım.

9.5 saat sonra, üzerine yükselti ile aynı hizaya gelecek şekilde  Royal Coat döktüm. Gidip yattım :)

Sabah kahvaltı, ufak tefek işler, ama aklım burada. Sertleşmiş, ama kenarlar daha yüksek. (Olsun, resinde de böyle oluyor, kenarlı birşeye döküldüğünde eğer yüksekliği kenarın üzerine çıkmazsa, iç bükey bir hal alıyor)

Birkaç tane mavi mine ve minik sarı çiçek kurutmuştum. Onları da yerleştirdim. Aklımsıra biraz derinlik kazandıracağım.

Üzerine artık son kat Royal Coat döktüm. Bu sefer kenardan dökülmeden ama alabileceği maksimum miktarda.


Ve sonuç resimleri. Ortası yine çukur :'(

Aldığım Dersler:
1. Birşeyi yanlış yapıyorum ortası çukurlaşıyor. Ama neyi yanlış yaptığımı bilmiyorum.
2. Resin için RESİN kullanmaya devam. En azından neyi yanlış yaptığımı öğrenene kadar.
3. Royal Coat'ı verniklemek için kullanacağım. Parlak, sağlam, saydam, kaygan bir yüzey oluşuyor.
4. Mine gibi ince yapraklı çiçekler kurutulup resin içine konduğunda şeffaflaşıp kayboluyor. Acaba çiçeği kurutmadan taze olarak kullansam ne olur? Bunu deneyeceğim.

19 Nisan 2011 Salı

CERNIT

Biliyorsunuz FIMO'nun üreticisi değişti, bu nedenle şimdilik ithalatı yok. Yerine CERNIT geldi. Şimdi Kadıköy'e Güven Hobby'ye gidiyorum. Tüm renklerini getirmişlerdi, kutuları açmamışlardı. Artık açılmıştır herhalde. Gidiyorum, alıp geleyim, anlatırım.

17 Nisan 2011 Pazar

RESİNLİ KOLYE UÇLARI

Sevgili kucuksheyler resin konusunda çok aydınlatıcı, geniş açıklamalar yapmış. Resine başlamak isteyenler mutlaka sitesini ziyaret etmeli. Kendisine çok teşekkürler.
Öğrendiklerimi uyguladım. Baloncuklar için ucu oynayan bir mutfak çakmağı kesin çözüm.
Ayrıca yaptığım bir kaza sonucu bir bilgiye daha ulaştım; döktüğüm resin katı jel kıvamına
gelmişti, tozlanmasın diye üzerine koyduğum kapağı kaldırıp bakmak istedim, o sırada açık pencereden gelen rüzgar sayesinde masamın üzerindeki not kağıtlarından biri uçup güzelim resinimin üstüne kondu. Kağıdı kaldırdım ki.... üf bir kısmı kağıda yapışmış, o pürüzsüz güzel yüzey diken diken olmuş. O sırada geçirdiğim ani zekâ krizi sorunumu çözdü, mutfak çekmağının alevini, baloncuk patlatmak için yaptığım gibi üzerinde gezdirdim. Veee evet düzeldi, kazadan önceki hale geldi. Demek ki ne demekmiş? Hata yapmak iyidir :)