Sanırım bu kadar uzun ara vermemiştim hiç.
Bilgisayarım hep açık aslında. Oğlum mesaj atar, arar diye, benim gözümün açık olduğu her an açık. Arada bir hızlıca bloglarınızı gezip, bazen hızlıca laf yetiştirip kaçıyorum.
Hareketli günler içindeyim, ama çalışma odasında ki faaliyetten değil :)
Geçen hafta arkadaşlarımızı balayına uğurladık, cumartesi dönüyorlar, onları havaalanından alıp, bize yemeğe getireceğiz. Hazırlık yapacağım.
Sonra pazar günü tam 37 yıllık canımız arkadaşımız Kurtuluş taaaaa Avustralya'dan geliyor. Hazırlık yapacağım.
Ama hastayım. Koca da ben de hastayız. Üşütmüşüz, sürünüp duruyoruz. Hayır birimiz iyileşip, diğerimiz sonra hastalansaydık da, naz yapmaya yüzümüz olsaydı. Neyse iyi tarafından bakalım, ikimiz birden iyileşip evdeki hastalık süresini kısaltmış olacağız :)
Bu arada bir de sipariş aldım. Bir hanım kendisine vav harfli kolye yapıp yapamayacağımı sormuş. Arap alfabesinden bir harf de... ne ola ki.
Şöyle bir harfmiş:
و Biraz araştırınca hoş bir anlamı yüklendiğini gördüm. Özetle: "İnsan ana karnında vav harfi şeklindedir. Doğduktan sonra biraz doğrulur doğrulmaz kendini elif sanır. Ama ancak mezarda elif olur."
Derin mânâ. Üzerine kitaplar yazılır, yıllarca düşünülür.
Bu anlamı taşıtmaya çalıştığım bir eskiz çizdim.
Lale ana rahmini, vav da cenini temsil ediyor. Değerli bir canın gelişimini vurgulamak için altın renkli varakla kaplı ve şeffaf resin içinde.
Hanımın isteği 2-2,5 cm civarında bir kolye ucuydu, birazcık daha büyük oldu.
Eskizi gönderdim ve beğenildi.
Onayı alınca hemen yaptım. Hemen dediğime bakmayın. 1 haftadan uzun sürdü. Tasarımı yaparken 3 kez resin dökeceğimi düşünmüştüm. Ama 5 kez gerekti. İkişer-üçer damla. Eh donma sürelerini düşünürseniz, bir hayli uzadı. Ama neyse ki Kübra Hanım, beni sıkıştırmadı.
Bu gün nihayet bitmiş resimlerini kendisine gönderdim. Çok beğenmiş. Nasıl sevindim.
Siz nasıl buldunuz?