İşte en sevdiğim günler geliyor. Bu kadar sıkıntılı, sinir bozucu ve daha eklenebilecek bir sürü olumsuz sıfata sahip bir ortamda, pırıltılı, tüylü, ışıklı, renkli ve hatta bazen feci rüküş bile olsa, ruhumuza birazcık neşe verecek günler geliyor.
2010 yılında Uyku'nun ailemize katılmasından beri, kendisine zarar verir korkusuyla, çam ağacımızı kuramıyoruz. Oysa ne çok severim çam süsleme gününü. Ama hepten de süslemeyi bırakmış değilim. Her yıl ufak tefek bir şeyler yapıyorum.
Bu sene ne yapacağımı hala bilemiyorum. Gözlerim salonun içinde dolaşıp duruyor, nereye ne yapsam diye.
Uzun zamandır elimin altında durup da oradan oraya atılan bir küçük köpük halkayla küçük bir köpük top vardı. Kurdele kutusundan bambaşka bir amaç için aldığım çok kalın yeşil bir kurdele ile bir şeylerden artmış biraz dantel parçası buldum. Tahtakale'ye her gittiğimde bir iki tane aldığım minik çiçek buketlerim de vardı. İşte onlarla 5 dakikada, çok kolay iki süs yaptım. Şirin oldular. Vaktim olur da bir kaç tane daha yaparsam rahatça kullanabilirim. Tel filan kullanmadığım için Uyku sataşsa bile zarar görmez :)