Bal yapmaz arı gibiyim. Devamlı bir şeyler yapıyorum, dönüp bakınca ortada birşey yok. Bitmiş işlere de gözüm o kadar alıştı ki, Etsy'ye bile giremiyorum, eşref saatim gelirse yükleyeceğim. Masamın üstü tımarhane gibi, laptop, çizim defteri, kalem kutuları, kil bıçakları, kürdanlar, su ve sıvı yağ kavanozcukları, havlu kağıt, ıslak mendil, kil kutuları, cetveller vs. vs. vs. vs. ve de düzensiz. Zaten pek büyük bir masa değil, bir bakıyorum ki bu karışıklığın içinde, avuç içi kadar yerde çalışıyorum. Tabii ikide bir bıçağım nerdeee, fırçam nereye gittiii diye ciyaklıyorum. Belki de bu yüzden verimsizim.
Baktım da blogu da boşlamışım, dişe dokunur bir şey yok. Bari yapmakta olduklarımı yazayım, epeydir uygulamalı bir şey de yayınlamamışım, biraz da ona dokunayım dedim.
Sarmaşık seriden bir şey yapayım diye planladım. Fakat bakıp bakıp şaşırıyorum, bu iki rengi nasıl bir araya getirdim diye. Mavi ile turuncu yakışır, turkuazla turuncu yakışır da, bu mavi ile bu yeşilimsi turkuazımsı rengi bir arada nasıl kullandım bilmiyorum. Gece renk karıştırmamalıydım. Odanın ışığını kapattım, masamdaki büyük büyütecin ışığını kullandım, o da sarı ışık bile olsa floresan, belki de o yüzden renkleri farklı gördüm. Neyse işte sonuçta şimdilik bu durumda. Bozsam emeğime acıyorum. Bakalım bir bitsin nasıl olacak.
Aslında bu turkuazımsı yeşilimsi desen bloku tek başına çok güzel oldu. Bir de başka bir model yapayım dedim. İkisi de yaptığım tek çizimden türedi. Yani aynı, ama çok farklı. Bu daha modern bir model olacak.
Geçenlerde resin döktüm, biraz arttı. O sırada aklıma bir tel-resin-varak karışımı bir kolye ucu yapmak geldi. Resin donmadan telden bir çınar yaprağı yapayım dedim. Resin donmadan yapayım diye alelacale kıvırdım, sonunda bir baktım çınar yaprağı yerine, çınar ağacı oldu. Artık bu ebatla (yaklaşık 10x10 cm) ya pencereye, ya da yılbaşı çamına süs olur. Daha işi bitmedi tabii. Üstüne ve arkasına birer kat daha resin dökülecek, varakları çoğaltılacak. Sanırım düzgün kıvrılmış tellerle bir kaç tane daha yapacağım.
Efendim bir de boncuk yapımı hakkında küçük bir uygulama.
Kil cimriliğinde son nokta :) Şaka bir yana, gerçekten bu yöntemle yapacağınız boncuklar daha hem ekonomik, hem daha hafif oluyor. Üstelik pişme süresi daha kısa ve fırınlandıktan sonra bazen kürdanların yapışıp çıkmamakta inat etmesi gibi sorunlar da olmuyor. Daha önemlisi, özellikle desenli veya dokulu yapılan boncuklar delinirken çoğu zaman deforme oluyor. Amaaaa bu yöntemle, bu olumsuz duruma da son veriyoruz. :)))
Aluminyum folyodan sıkı bir top yapıyorum ve kalınca bir iğne ile deliyorum.
İğneyi çıkarıp, aynı deliği kürdanla genişletiyorum. Eğer misina kullanacaksanız iğne ile delmek yeterli, ben deri kordon kullandığım için genişletmek zorundayım.
Folyo topun üzerini istediğiniz yöntemle kaplayabilirsiniz.

Kaplanmış bocuğu kürdandan çıkarıp, avucumda hafifçe yuvarlayarak şekillendiriyorum.
Düzgün bir top haline gelen boncuk, tekrar kürdana takılıp pişmeye hazır hâle geliyor.
Bu yayının hazırlanmasına, bu gecelik usluluğu ve sevgi böcüklüğü ile katkıda bulunan sevgili efendim Uyku'ya teşekkürü borç bilirim. Borcumu da mantı burnunu öperek öderim :)