AZ LAF, ÇOK İŞ

Polimer kil ağırlıklı, pek çok şeyin resimlenmiş yapım aşamalarını bulabileceğiniz bir blog olmasına çalışıyorum.
Internet kullanmasını bilene, açık bir okul. Pek çok hobim var ve ben bu konuda oradan çok yararlanıyorum.
Bu blog aslında biraz da borç ödemek için. Ben epey yol aldım, şimdi yeni başlayanlara da ben faydalı olayım istedim. Deneyimli arkadaşlar da blogumu severlerse, onlarla da fikir alış-verişinde bulunmak, kadayıfın kaymağı olacak :)

28 Nisan 2012 Cumartesi

28 Nisan 1978 :)))

Ne çabuk geçmiş bunca sene.
Bizde Nisan'ın başı kalabalıktır :)
6 Nisan Doruk'un doğum günü
15 Nisan benim doğum günüm
17 Nisan rahmeti anneciğimin doğum günü
28 Nisan evlenme yıldönümümüz
aaaa unutuyordum bugün Uyku'nun hayatımıza girişinin de 2. yıl dönümü :)))




2 yıl sonra da başka resim :))) 6 Nisan 1980

26 Nisan 2012 Perşembe

ARKADAŞLARIMA

Hâlâ  yeni üretim yapmıyorum. Bıktım mı ne? Bu kolyeleri yaklaşık 15 gün önce iki arkadaşım için yaptım, bir türlü yerlerine ulaştırmak kısmet olmadı.







25 Nisan 2012 Çarşamba

NİLÜFER SET

Bu nilüfer kolye ve yüzüğü Nilüfer'e hediye yapmıştım. Blogumda resimlerini gören genç bir tıp öğrencisi kız arkadaşı için istedi. Aslında yaptığım şeyin ikincisini yapmayı sevmiyorum, sonunda ne çıkacağını bildiğim için heyecanı kaçıyor. Ama istek çok hoşuma gitti, arkadaşına hediye alma konusunu önemseyen, onun içi araştırma yapıp kafa patlatan bir genci kırmak mümkün mü? Küpeleri de benim hediyem olarak yapıverdim. Umarım genç hanım beğenir.





23 Nisan 2012 Pazartesi

PAZAR - PAZARTESİ

Sevgili Mayda Akçeoğlu ile tanıştım. Çoğunuz tanırsınız, güzel tasarımlar yapan, gözleri güzel bakan bir hanım. Feshane'de stand açacağını söylemişti, pazar günü o vesile ile eşimi ve bir arkadaşımı da ayarttım, oraya gittik. Hiç görmemiştim Feshaneyi, Mayda Hanım'ın dışında görülecek pek bir şey de yokmuş zaten. Ka-la-ba-lıııık. Bir iki de milletvekili gelmiş, arkasında avenesi, oooff of. Zor attık kendimizi dışarı.  Beşiktaş'ta deniz kenarında çay kahve keyfinden sonra eve döndük, döner dönmez de kendimi kanepeye atıp yattım.
Benim zaman zaman olan ve ciddi sıkıntı veren şişmelerim vardır ki, gören gözlerine inanamaz. Abartısız 8 aylık hamile gibi oluyorum. O sabah kalktığımda şişeceğimi anladım, hemen bir after meal içtim, evden çıktık. Aman tanrım geçmedi, inmedi, tam tersi rekor kırdım. Kimsenin keyfini de kaçırmamak için kendimi sıktım da sıktım, karnımı içeri çekmekten yorgun düştüm. Farkında olmadığım kadar rahatsızmışım ki, 23.30 da yattım.
Ama hava güzeldi, neşemiz yerindeydi, her şeye rağmen güzel bir gündü.
Güneşi görünce vapurla gittik. Nezihe Hanım Küçükkuyu'dan. Aslında kızı Melda arkadaşım, kızım gibi severim. Nezihe Hanım'la O'nun vasıtasıyla tanışıp arkadaş olduk. Çok şeker bir hanım.
Şişen karnım pantolon fermuarını patlatırsa diye tedbirliyim :))
Mayda Hanım'ın standındayız. Bu gün son günü.
Mayda Hanım'ın çok hoş tasarımlarından biri. Artık benim :) Tekrar teşekkür ederim Mayda Hanım.
Feshanenin kalabalığından sıyrıldık, Üsküdar vapurunu bekliyoruz. Haluk, aldığımız peynir, helva, deniz tuzu torbalarını elimize tutuşturup, "hiç bir şey almadık ki" resmi çekti :)
 Ve bu gün. 23 nisan. Hepimizin Bayramı kutlu olsun. Daima kutlayabilmak dileğiyle !!!
Bizim sitenin yönetimi güzel bir şey yapmış, bahçede 23 Nisan kutlaması için bir etkinlik düzenlemiş. Sevdim düşünceyi.

Bu arada bir kaç iş bitirdim. Ama hâlâ tam kendime gelemedim resim çekmeye halim yok. Bu yayını bitirip, uzun oturuş - kısa yatış pozisyonumu alacağım.

15 Nisan 2012 Pazar

İŞTE SONUNDA DEKUPAJ YAPTIM :)

Çok imrendim çok. O güzelim dekupajlar, hamur kabartmalar nasıl iştahımı kabartıyordu anlatamam. Uyku'nun evini de öyle süsleyecektim güya, gözüm yemedi, zaten malum bir atâlet içindeyken yapamadım. Ama aklımda da fena halde çivi çakmış vaziyette duruyordu.
Dün BİM'e uğradım, gözüme desenli peçeteler çarptı veee şimşek çaktı. Okuyorum, görüyorum, peçete dekupajı diye bir şey var di mi ama :) Daldım peçete kutusuna. Üsttekiler pek soluk, bordürlü bir şeylerdi, tam, "yok bana uygun bir şey" derkeeen, en altta bu rengarenk peçeteyi buldum. Dipte kaldığı için kimse almamış herhalde. Bu gün Meral Hanım'ın facebook sayfasında da aynı deseni görünce pek hoşuma gitti doğrusu.
Aaaa son Tahtakale Hobi seferimde bir de hamur almıştım. Dekupaj tutkalım da var. Bunca zamandır özellikle Meral Hanım'ın blogunu da didik didik ediyorum, eeee helvayı yapmak kaldı geriye.
İlk denememi yaptım. Evde, o marketlerde peçeteleriyle satılan çirkin plastik peçeteliklerden vardı. Onu iyi edeyim dedim :) Şimdilik bu kadar yeter, tek yüzünü yaptım. Fazlası beni aşar. Kuşlardan birinin hamurunu, daha önde duruyormuş havası versin diye daha kalın yaptım. Renklerine de, keçeli kalemle birazcık müdahale ettim. Beyaz akrilik boyam olmadığı için, kabartılmamış yaprak ve dalları, önce beyaz kartona yapıştırdım, böylece kesimi de daha kolay oldu. Heheheeee, evet böylece hile yapmış oldum ama hiiiç utanmıyorum :)))
Ay görmemiş görmüş, güle güle ölmüş hesabı, küçücük bir şey yaptım, yazısı destan gibi :)
Tamam bu kadar bıdı bıdı yeter. Bir bakın bakalım nasıl olmuş?








14 Nisan 2012 Cumartesi

UYKU'NUN EVİ BİTTİ

Uyku'nun kedi evi bitti. Süslemesi hiiiiiç istediğim gibi olmadı. Zaten hevesim kaçmıştı ya, bırak dağınık kalsın dedim. Aman biraz renklendi işte. Belki daha sonra, keyfim, zevkim, isteğim gelir, düzeltirim.

Monte ederken canımı çıkardı maymun.
Biter bitmez de üstüne çıktı.
Umarım hep böyle sahiplenir, sever.
Bütün ümidim, bu ev sayesinde kocaman çiçeğimi kurtarmak. 
Evimiz iki katlı. Burası teras :) 

Yaptığım çiçekler günün modasına uydu. GDO çiçekler bunlar :)))
Çalılar arasında yetişen laleler, sakız sardunyası gibi sarkan menekşeler :)))




Amaaaan buraya çıkmak zor oluyordu.
Fırsattan yararlanmalı.

Madem kolayca çıktım,
o zaman bir de tavana çıkmayı denemek lazım.

Anneeeeee gel beni indir.
Bu şaka değil.
Oraya çıkıyor, bir süre yatıp etrafı seyrediyor,
sonra da sıkılınca beni çağırıyor.
Sonraki manzara aşağıdaki resim.

Hazretin önünde eğiliyorum,
sırtıma atlıyor,
ben diz çöküyorum,
nihayet lütfen yere atlıyor :))))))


6 Nisan 2012 Cuma

UYKU'NUN EVİ -1

Hani bahsetmiştim, çok eski ve çok sevgili arkadaşım Kurtuluş'tan, hatırlarsınız, geçen ay Avusturalya'dan döndü. Geçen yıl gitmeden önce Uyku'ya ev yapmıştı. İki katlı, teraslı filan. Nasıl da özene bezene yapmış. Kapısı kedi kafası şeklinde, yanda şirin bir pencere, katlar arasında geçişi sağlayan bir delik. Üstelik kendisi çizdi. Çok pratik bir şekilde monte ediliyor. Özel tasarım yani. Kapının üstünde adı bile yazıyor. Ama bu kaprisli maymun yüzüne bile bakmadı. Sinir etti beni. Ben de demonte edip kaldırdım.
Şu sıralar pek meraklı ve hareketli. Sanırım uygun zaman evine alışması için. Nicedir de aklımdaydı evi süslemek. Eh bu durumda kolları sıvadım. Önce ayçiçekleri kullanayım, dekupaj, hamur kabartma filan yapayım dedim, ama gözüm yemedi. Aklımda kil projeleri var, şimdi bilmediğim dekupaj, hamur kabartma işine dalarsam zorlanacağım, iyi olmayacak hevesim kaçacak falan filan. O zaman kurtarıcı ne? Elbette arkası yapışkanlı folyolar. Öyle, bir yerden başladım, doğaçlama, kesip, biçip yapıştırıyorum. Bakalım nereye varacak. Hemen bitecek gibi değil, ben de tefrika yapayım dedim :)
Bu arada hazret teftişe geldi. Amaaan galiba sevecek, yaşasıııııın.









Biraz da yaramazlık
Azdı, kudurdu, halıları bile katladı, şimdi enerji topluyor. Bebek gibi uyumuyor mu?

5 Nisan 2012 Perşembe

BAHAR AYNASI

Bahar çarpmasındayım. Neyse ki, miskinleştirerek vurmadı bu sefer. Pek bir renklendim. Evde otururken bile rengarenk giyiniyorum.
Uyku'da çarpıldı. Martın gidişiyle beraber testesteronu düştü :) Şimdi bütün enerjisini zıpzıp taşvancılık oynayarak harcıyor. Nasıl şeker, nasıl sevimli görmelisiniz.
Eh işte insanın ruh hali yaptıklarına yansıyor.
Böyle bir ayna yaptım. Gerçi ancak tek gözünüzü görebileceğiniz kadar açıklık kaldı ama olsun :) Renk çeşidini de biraz abartınca Pakistan dolaylarından oyun havası gibi oldu, o da olsun. Maksat bahar karşılaması.

Çapı 16 cm






2 Nisan 2012 Pazartesi

BİR PICASSO UYARLAMASI

Picasso'nun Women (Kadın) isimli tablosu. En sevdiğim değil belki ama, nette bulabildiklerim arasında polimer kile en rahat uyarlayabileceğim adaydı. Fazla tonlama yok, sade, net çizgiler.
Üzerine koruma amaçlı ince bir tabaka resin dökeceğim. Ama o zaman resim çekmek çok zor oluyor, onun için resinsiz haliyle resimledim. Bir de uygun çerçeve gerek. Tamamlanınca buraya eklerim.

Her zamanki gibi hiç boya yok, tüm çizgiler kilden. Zımparalama esnasında bazı çizgiler hafifledi.

Internetten indirdiğim resim.

Kağıdın üstüne su döküldü, idare edin artık :)