Ohhh, sonunda bir şeyler çıkmaya başladı. Hani tepsidekiler vardı ya, işte onlar fırınlandı. Boncuklarının bir kısmı verniklendi. Bir kısmı resine bulanmayı bekliyor. Resinlenecek parçaların delikleri kapanmasın diye, biiiir sürü kürdanı folyoya sarıp yeniden yerlerine taktım. Yaparken folyolamayı unutursan böyle angarya ama şart bir iş çıkar işte. Akılsız baş ile ayaklar arasındaki ilişki, ellere de sirayet etti böylece. Neyse, yani çalışma halindeyim. Artık bittikçe yayınlarım.
Gelelim bugünün konusuna. Küçük bir tablo yaptım. 13x20 cm ebadında. Çok da sevdim doğrusu. Adı RÜYA. Onu istediğim gibi görüyorum. Bazen gün batımı, bazen su altı. Ama bu dünyada değil. Bir hayal gezegeninde.
Yaptığım şeyin sonucu beni mutlu etmişse, ilk işim koşa koşa Haluk'a göstermek olur. Bitirir bitirmez, kaptığım gibi soluğu Haluk'un yanında aldım.Çok acımasızdır, beğenmezse küt diye söyler, bu huyunu seviyorum aslında. Yüzümden heyecan seviyemi hemen anlar, ibrenin durumuna göre de dalgasını geçer.
"Baaaaak, bunun adı ne biliyor musun?" dedim, "hmmmm çok güzel olmuş, adı uçan klozetler olmalı" dedi. Heyecandan kızarmış yüzüm çeşitli renklerden sonra yeşile dönene kadar da gülmekten yarıldı. Alçak adam yaa. Dedim ki; "bunu bloguma yazacağım, görürsün sen". "Sakın yazma, sonra beni sanattan anlamayan biri sanırlar, kalbim kırılır" demez mi... Hem beni pohpohluyor, hem de duygu sömürüsü. Yemezler canım.
Gelelim bugünün konusuna. Küçük bir tablo yaptım. 13x20 cm ebadında. Çok da sevdim doğrusu. Adı RÜYA. Onu istediğim gibi görüyorum. Bazen gün batımı, bazen su altı. Ama bu dünyada değil. Bir hayal gezegeninde.
Yaptığım şeyin sonucu beni mutlu etmişse, ilk işim koşa koşa Haluk'a göstermek olur. Bitirir bitirmez, kaptığım gibi soluğu Haluk'un yanında aldım.Çok acımasızdır, beğenmezse küt diye söyler, bu huyunu seviyorum aslında. Yüzümden heyecan seviyemi hemen anlar, ibrenin durumuna göre de dalgasını geçer.
"Baaaaak, bunun adı ne biliyor musun?" dedim, "hmmmm çok güzel olmuş, adı uçan klozetler olmalı" dedi. Heyecandan kızarmış yüzüm çeşitli renklerden sonra yeşile dönene kadar da gülmekten yarıldı. Alçak adam yaa. Dedim ki; "bunu bloguma yazacağım, görürsün sen". "Sakın yazma, sonra beni sanattan anlamayan biri sanırlar, kalbim kırılır" demez mi... Hem beni pohpohluyor, hem de duygu sömürüsü. Yemezler canım.
Nihayet yaa, artık o güzel eserlerinizi görebileceğiz.İlham amcaya iyi davranın lütfen uzuun süre misafiriniz olsun.Bu arada 'uçan klozetler' pardon RÜYA, rüya gibi bi şey olmuş elinize sağlık.(sabah sabah çok güldürdünüz beni,çok yaşayın emi)
YanıtlaSilSağolun Sabiha Hanım'cığım, iyi etmişim değil mi şikayet etmekle, aldım intikamımı :) Aslında İlham amca hâlâ yok, bunu Esin hanım maillediydi :)
SilBayıldım,hep yaptıklarına, hem yazdıklarına ailecek çok tatlısınız biliyorsunuz değil mi:))
YanıtlaSilValla bilmiyorum Sevda'cığım, biz didişirken, bizden başka herkes çok gülüyor nedense :)
Silabsolutely fantastic !!!
YanıtlaSilThank you Freesie
SilRuhun nered olmak istiyorsa orada ol Nihalciğim, renkler ve dizayn çok güzel bana da bir akşam üstü gün batımında rüzgarla uçuşan başak tarlalarını çağrıştırdı öyle derinlere dalmadım ve bu dünyayı tercih ettim:)) goncanıza söyleyin efem, böyle klozete can kurban:)
YanıtlaSilOooo ruhuma bırakırsak işi.... :D
SilFiamma, ben yazıyı yazarken "senin hakkından Fiamma gelir, görürüsün o zaman" diye pis pis sırıtmıştım. Çok insaflı tarafına denk gelmiş şanslı efendi :)
Ben arkadaşlarımın goncaları ile iyi geçinirim efendim yarın öbürgün bir yerde karşılaşırız elimizde matkapla dolaşmayalım yerin dibine girmemek için. Bugün çok keyifli bir gündü, Arnavutköy Şenliğindeydik blogcanlarla tanıştım Serpil, Meral, Özlem, Marifetli Peri, Emelden, Ayşın, Kübra,Fidoş kulaklarını çınlattık yani yani:))
SilAhhh nasıl istedim gelmeyi bilemezsin. Sabah Haluk'un Haydarpaşa Liseliler toplantısına, 12- 13 gibi de Arnavutköy'e gidecektik. O'nu da kandırmıştım yani. Ama dün akşam bir telefon geldi, uzun zamandır görüşmediğimiz arkadaşlarımız İstanbul'a gelmişler, Pazar günü sizdeyiz dediler. Hem sevindim, hem üzüldüm. Ne yapalım kısmet işte.
SilArtık bloglarınızdan okurum imrene imrene :)
Sen tut kırk yıllık çan çiçeğine .... cık cık cık ne günlere kaldık yaa Nihal !!!
YanıtlaSildur ben bunu googlede artı bir yapayım dost var düşman var dimi ama ?
Hahahahhaaa, di mi ama Gülsen'ciğim. Yaşa sen.
SilAaaa... Taze fasulye çiçekleri, çok severim:)))
YanıtlaSilBen çok beğendim. Ama yazdıklarınıza çok güldüm doğrusu. Şahane olmuşlar.
YanıtlaSilTeşekkür ederim Ecehan.
SilBu da ciddi yorumum:) Yine bayılttın beni. Etsy'ye koy da, T yapayım hemen:)))
YanıtlaSilAy bu sefer şaka olduğunu anlamıştım Nedret'ciğim, bak yediğim cevizler faydasını göstermeye başladı. Bir de saçlarımı siyaha boyatayım, bak gör o zaman nasıl akıl küpü olacağım :)
SilOhh gözüm gönlüm açıldı :) Bu ne güzelliktir yarabbim.Degrade harikası mı desem,formların yumuşaklığı...narinliği mi desem ve daha neler neler desem.Aldı götürdü beni,harikasınız Nihal Hanımcığım ellerinize sağlık.
YanıtlaSilHay yaşa sen Gülden'ciğim, o degrade beni sahiden çok zorladı. Abartısız 70-80 kere makineden geçirmişimdir herhalde. Ama beğendiğine göre değdi.
SilHaluk Bey'i seni kızdırırken yalnız bırakmayayım dedim:)) Nasıl da aklına gelir böyle değişik işler. Farkını, tarzını ortaya koymuşsun yine:))
YanıtlaSilÖnceki yazına buradan cevap vereyim Nedret'ciğim. Senin T.ye girerse ertesi gün satılır eminim, sen bana çok uğurlu geliyorsun . Ama ben bundan hemen ayrılmak istemiyorum. Şimdilik evde bir yere asayım biraz hevesimi alaım diyorum :)
Silçok güzel ve orjinal bir tablo olmuş. beğendim bence eşiniz fazla haksızlık etmiş bu güzel tabloya
YanıtlaSilTeşekkür ederim Marifetli Hanımlar Klübü. Şİmdi hangi duvara assak biz bunu diye dolaşıp duruyor :)
SilHerşey harika, bloğunuz çalışmlarınız harika. Paylaşımlarınız için teşekkürler.
YanıtlaSilSevgiler...
Teşekkür ederim Özlem Hanım. Hoş geldiniz.
SilHiiiiiii.... Bunlar da ne böyle. Nihal, biliyor musun, sen asla yaşlanmazsın. İnsan renklerle bu kadar içiçe olunca zaman durur bence. Yine her zamanki gibi harika renkler, sıcacık renk geçişleri.. Gerçekten rüya gibi. Haluk Beyin inceden inceye bir kıskançlık yaşadığını söyleyebilir miyiz acaba? Seni killerle paylaşmak istemiyor olabilir mi? Doğrusu ben olsam kıskanırdım. Gerçi uçan klozet benzetmesi çok zekice. Bizim göremediklerimizi görmüş. :))) Ay ben çok güldüm.. Senin halini, yüzünde ki sarıdan mora dönen renkleri görür gübüyüm. Keskin'in Haluk Beyden kalır tarafı yoktur. Yabancı değilim bu duyguya anlayacağın. Ellerine sağlık canım. Hep böyle neşeli ve mutlu olun ...
YanıtlaSilAyy bayılıyorum uzun yazılara, okumaya doyamadım :)
SilEvet ya haklısın, renkleri çok seviyorum. Siyahı beyazı da çok severim ama hiç bir yerde tek başına kullanamam onları.Bir bakarım, mutlaka bir yerden bir renk sızıvermiş.
Morla turuncuyu bir arada kullanmayı da kardeşimden öğrendim. O'nun çok farklı ve çarpıcı bir renk anlayışı vardır. Yani bu tablonun gıdası Zül'den geldi. Ahhh bu kızkardeşler. İyi ki varlar.
o biçimsiz hamur parçalarıyla yaptıkların inanılmaz, yapamasamda izlemeyi seviyorum:))))
YanıtlaSilNoblesse'ciğim, makarada duran kurdelelerin senin eline gelince geçirdiği evrim az şey mi? Biz hepimiz elimizdekini seven, onlarla eğlenen insanlarız. Bu nedenle de çoook şanslıyız. İyi ki varız :)
Silöncelikle zemin renkleri çok güzel tonlanmış.genelde üç boyutlu tablo çalışmalarını fazla suni bulduğum için beyenmem aslında ama sizin çalışmanızda bir samimiyet var.tebrikler ...Bu arada pırıltılı patlamalarda görmek istemedi değil gözlerim..http://pinterest.com/niviob/polymer-clay-3d/ ve http://pinterest.com/carajaneuk/polymer-clay-picture-tutorials/ hoşunuza gider belki... sevgiler...
YanıtlaSilSevgili Portakalmavisi, her şeyden önce isminizi çok sevdiğimi söylemeliyim. Öyle fazla laf ebeliği bıdıbıdıları yapmayı sevmem ama isminiz bana çok hoş şeyler hissettirdi. Birbirinin kontrastı olan bu iki rengi birlikte pek severim. Hem sıcacık, ama isterse bir anda buz gibi olabilir. Çok hoş, çok.
YanıtlaSilGüzel sözleriniz için çok teşekkürler. Verdiğiniz linkler de çok yararlı, hem benim için, hem de blogumu ziyaret eden polimer kil çalışmaları yapanlar için.
Pırıltı konusuna gelince, (kastettiğiniz pırıltıyı yanlış anlamadıysam) genellikle pırıltılı kil kullanmayı pek sevmem, ama bu çalışmayı pırıltılı (glitter) killerle yaptım. Resimlerde beyaz görünen noktacıklar pırıltı. Ne yazık ki ancak bu düzeyde resim çekebiliyorum :)
Selamlar.
Öncelikle çalışma cidden rüya gibi olmuş, aklım çıktı. Haluk Bey'le diyaloğunuza da koptum gülmekten :D Süpersiniz :D
YanıtlaSilTeşekkürler Itır'cığım. Hoşgeldin.
SilAma ama birisi de kızsın şu Haluk'a yahu :)
Hermosos!
YanıtlaSilMuchas Gracias
Sil